Elalem ne der?
Bu ara sosyal medya da bolca karşılaştığım düğün, nişan, kına, evlilik teklifi organizasyonlarından ve tabi ki yapmadan doğuranın doğurmamış sayılacağı hoş geldin bebek partilerinden sonra yazmasam olmaz dedim ve selaaamm yazıyorum 😄
Hikayenin başı evlilik
Şimdi hikayenin en başına gidelim. Evlilik teklifini 4 kişi gittiğimiz kampta yaptı eşim. Tek taş falan değil, düz alyansla. Bu ne şimdi dedim. Zaten evlenicez ikimizde biliyoruz. Süprizi yok yani bu maçın, ne gerek var.
Gittik nikah günü aldık, bu arada biz 15 yıllık arkadaşız. Her Türk çiftinin yaşadığı aile problemlerinden nasibimizi alıp, tek başımıza evlenmeye karar verdik. Nikaha bir hafta kala aileler ile konuştuk anlaştık. Nikah için gelinlik giymedim elbise giydim, koca kişisine bilinen bir markanın outlet reyonundan takım elbise düzdük. Nikah şekerini kendim yaptım. İçine kuşlara atmalık buğday, dışına beyoğlunun güzel çocukları için horoz şeker koydum.
Nikah günü geldi çattı. En güzel anımız bizim o dönem birlikte yaşadığımız evde rutubet vardı. Buzdolabında duranlar bile küfleniyordu. Cebimizde kuaföre verecek paradan başka para yok. Nasıl açız 😕 Neyse, aslında karşımızda bakkal var söylesek hesaba yazar ama o gün akıl edemedik. Bir dilim küflenmiş ekmeği küflü yerlerinden kesip paylaştık. Ben kuaföre gittim, tabi ki gelin olduğumu söylemedim bi balerin topuzu bi makyajla 100 lira verip kaçıcam. Elinden o kadar gelin çıkmış kuaför ablam yer mi bunları, yemez 😬. Yediremedim, neyse sen gelinsin demi deyince bütün hikayeyi kahve sigara eşliğinde anlattım tabi. Sağolsun ekstra istemeden bütün istediklerimi yaptı. Bir de orada poğaça ikram etmişlerdi şimdi iştahım yok ama evde yerim deyip aldım evde eşimle yedik 😉
Parka Gidecekmiş İki Gözümün Çiçeği
Eşimiz, dostumuz, arkadaşlarımız geldi. Ellerinde balonlarla karşıladılar bizi. Nikah salonu iki sokak üstte istiklal caddesinde yürüyerek çıktık. Fotoğraflarımızı arkadaşımız çekti. Neden anlattım ben bunları, nikah işlemleri, kıyafet, nikah şekeri dahil 1500 lira ile de evlenilir. 2016 yılında biz öyle evlendik. Nikahtan hatıra kartlar kaldı bize bir de en çok onları sevmiştim. Parka gidecekmiş iki gözümün çiçeği.
Düğünde yaptık sonradan ailelerin ısrarı ile. Evi, eşyası, düğünü, 30-35 bin liraya hallettik her şeyi. Gelinliği bizden 4-5 ay önce evlenmiş arkadaşımdan aldım. O gelinliği sonradan bir derneğe bağışladık ve 18 yaşından büyük ihtiyacı olan, her gelin aldı giydi temizleyip geri götürdü derneğe. İlk 1 yıl bulaşık makinemiz yoktu. Elektrik süpürgesini arkadaşımızdan almıştık o iyice bozulana kadar yenisini almadık. Ve en güzeli biz bize verilen düğün hediyesi sözlerini engelli manevi kızımıza mama torbası bez almak için kullandık. Keşke daha sağlıklı, daha uzun süreler bizimle yaşayabilseydi bütün hediyelerimizi ona verseydik.
Velhasıl biz de evlendik. Ben de doğurdum. Doğum sonrası depresyon ve oğlumun yoğun bakım döneminde o şatafatlı doğum odalarından etkilendim ama hiçbir zaman o süsleri istemedim. Sağolsunlar bizi eşimiz dostumuz hiç yalnız bırakmadı. Geldiler aradılar sordular. Asla arayıp sormayan biyolojik akrabalarımızın yerinde onlar vardı. Onlar biz ilk tanıştığımız günden beri varlar. Hatta bu yazıyı onlara ithaf etmek lazım. Çok özledik biz cancazımlar.
Elalem ne derse desin, abartmanın alemi yok
Gerek yok çok para harcamalara eğer o paraları zorlanarak ödeyecekseniz. Bırakın el alem ne derse desin. Siz kapınızı kapattığınızda kahkaha atabiliyorsanız en güzeli o. 15 senelik arkadaşımla evlendim, çocuk yaptım. Eşim, arkadaşım, sırdaşım, her şeyim o. Biri sizin her şeyiniz olmaya aday olmuşsa az taşlı yüzük de iş görür, arkadaşınızın gelinliği de. Önemli olan içinizde bitmek bilmeyen bir sevgi olsun. Sizi hayata bağlamak için elinden geleni yapan insanlar olsun. Takılmayın şu challangelere, hayatınız challenge olmasın 😉.